KADİR GECESİ’NİN MARİFETTEKİ YERİ?
KADİR GECESİ’NİN MARİFETTEKİ YERİ?
İmam Muhammed Bâkır (a.s)‘a Kadir gecesi hakkında sordular,
İmam Muhammed Bakır (a.s) ‘da buyurdu ki: “Kadir gecesinin hakikatlerini kabul etmeyenler ve şüphede olanlar derin bir sapıklık içindedirler.”
İmamın bu cevabı üzerine, düşünen akılların sormaları gerekmez mi! “Neden derin bir sapıklık içindeler?”
Oysa Allah yoktur diyenlere Kur’an’da böyle bir itham yapılmamış. Sadece kördür deniyor iken Kadir Gecesi’ni inkâr edenler için derin bir sapıklık içindeler kavramı neden kullanılmış?
Bundan anlaşılıyor ki; Bu konu çok derin ve mühim!
Unutmayın ki Ehlibeyt’i katledenler ve katledilmesine sebep olanlar Ateistler Yahudiler ya da Hristiyanlar değildi.
Bu zulmü gerçekleştirenler derin sapıklık içinde olan kesimdi.
Onlar dış görünüşlerini Müslümanlık örtüsü ile örtmüş ama içleri münafık kalmış katil ruhlu kişilerdi.
Konuyu derin sapıklık seviyesine getiren şey sadece inkâr değil insanı vahşete iten hakikat düşmanlığıdır.
Kadir Gecesi’nin hakikatlerini inkâr edenler aslında 12 İmamların hakikatlerini de inkâr etmiş oluyorlar. Bu inkâr hakikate olan düşmanlığın Kerbela vak’asında olduğu gibi Ehlibeyt’e düşmanlığı da beraberinde getiriyor.
Bundan dolayıdır ki;
Bir Kudsi hadiste Yüce Yaratan buyurur ki:
“Eğer Ali bin Ebu Talib’in düşmanları olmasaydı ben cehennemi yaratmazdım.”
Hiç bir ateistin, münafığın küfrü ve inkârı Allah’ın nurunu söndüremez, hakikati gölgeleyemez.
Derin sapıklık içinde olan Batıl Muaviye Saltanatı tarafından uydurulmuş din ile Allah’ın yeryüzündeki nuru olan hüccetullah (12 imamlar)nurunu söndürme çabaları hiç bitmemiştir. Günümüze kadar gelmiştir. Bu süreçte hak ile batılın derin savaşı devam etmiştir.
Kadir Gecesi Allah’ın katında o kadar önemli bir gün ki, Yüce Yaratan o günün ne anlama geldiğini bilip kulluk edenleri bin aydan daha hayırlı bereketlerle ödüllendirmektedir.
O gecenin hakikatini red edenleri ve karartmak isteyenleri ise ebedi cehennemi ile tehdit etmektedir.
Peki! Yüce Yaratan’ın Kadir Gecesi’nde ki muradı nedir?
İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurdu: “ ‘Kuşkusuz biz onu Kadir Gecesi’nde indirdik. ‘ ayetinin tamamına ve bizim açıklamamıza inanan müminin iman açısından durumu; onun gibi inanmayanlara olan üstünlüğü, insanın hayvana olan üstünlüğü gibidir.”
Böyle bir söz!…
Konunun ne kadar büyük önem taşıdığını göstermez mi? ‘Hiç bilenle bilmeyen mümin ile kâfir bir olur mu’ diyen rabbimiz o bilmeyi ve kadir gecesinin hakikatini gelin birlikte inceleyelim.
O halde Kadir Gecesi nedir? O gün o gecede neler oluyor?
Birisi geldi İmam Cafer Sadık (a.s)’a Kadir Gecesi’ni sordu.
İmam (as) buyurdu ki: “O halde sana anlatacaklarımı iyi dinle ve kavra. Resulullah (s.a.a) miraca çıktığında her olanın ve olacağın ilmini, Allah Azze ve celle zikruhu ilmini resulüne öğretmeden miraçtan inmedi.
Fakat bu ilim her konunun genel bilgisi idi. O ilimlerin açıklamalarını nasıl uygulanması gerektiğini Kadir Gecesi’nde o yıl ki yapacaklarını hücceti olan Resulullah’a bildiriyordu.”
Hz. Resulullah (saa) ve İmam Ali (as) konuların genel bilgisini biliyordu. Lakin teferruatlarını o gece günün hüccetine bildiriliyordu.
“O gecede melekler ve ruh Rablerinin izni ile her iş için inerler.” ayetinin hikmeti hakkında;
İmam Caferi Sadık (as) buyurdu ki: “ Teymli Abdullah b. Cüd’ân Resulullah’ın yanına geldi. Resulullah Kadir Suresi’ni okuyordu ve hüzünleniyordu.
Hüznün sebebini sorunca buyurdu ki: ‘ Duygulanmam, gözümle gördüğüm ve kalbimle anladığım şeyle Ali’nin kalbinin benden sonra göreceği şerlerden dolayıdır.’
Misafirleri dediler ki: ‘ Sen ne gördün Ya Resulullah, Ali ne görecektir?’
Resulullah buyurdu ki: ‘ O gecede melekler ve ruh inmesi gereken her bilgiyi tas tamam bana verdikten sonra rablerine dönerler.’
Sordular ki: ‘ Ya Resulullah bu melekler kime iniyor?’
Resulullah buyurdu ki : ‘ Allah’ın Resulü olan bana’
Resulullah devam etti: ‘ Ey Teymli! Benden sonra Kadir Gecesi olacak mı?”
Evet ya Resulullah, diye cevap verdiler.
Resulullah’ta onlara: ‘ Peki, benden sonra kime inecek, ruh ve melekler?’ diye sorduğunda
Misafirleri: ‘Bize bildir fedan olayım.’ dediler.
Resulullah buyurdu ki: ‘ Benden sonra bu Ali’ye inecekler. Bu Allah’ın benden sonraki hücceti ve benim vasimdir. Ali den sonrada onun evlatları olan 11 Emir Sahibi’nindir.’ “
Yani 12 imamlarındır.
İmam Muhammed Bakır (as) buyurmuşlardır ki : “ Ey bizim taraftarlarımız! Muhaliflerinizle bu konuda tartışınız. Hakkı savunma konusunda bu size zafer kazandırır. Çünkü Allah tebareke ve Teâlâ’nın yarattıklarına olan hücceti dininizin serveri ve bizim bilgimizin son haddidir.
Ey bize taraf olanlar!
” Ha mim, açık kitaba ant olsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcılarız. ” ayetleriyle tartışınız.
Çünkü bu ilim ve deliller Resulullah (s.a.a)’ dan sonra biz emir sahiplerine özgüdür.
Ey müminler!
Bilin ki: “Hiç bir ümmet yoktur ki, içlerinde bir uyarıcı bulunmasın. ”
Dediler ki: “ Ya Resulullah’ın oğlu Kur’an bize yetmez mi?”
Buyurdu ki: “ Kur’an ancak onu açıklayan bir hüccet natık olmadan yetmez.”
Yine buyurdu ki: ” Âlemi başsız bırakmayan Allah, resulüne de dinini başsız bırakmaması için ondan sonraki vasilerini apaçık beyan ettirmiş ve nimetini tamamlamıştır.”
Eğer Resulullah kendisinden sonra vasilerini beyan etmemiş olsa idi kendisinden sonra gelen ümmetine zulmetmiş olurdu. Allah ve Resulü bundan münezzehtir. “
İbni Abbas, İmam Ali (as) ‘a Kadir Gecesi’ni sordu.
İmam Ali (as )buyurdu ki : “ O gecede Allah her sağlam hikmetli işi nazil eder. Bir iş sağlam ve hikmetli ise iki şey olmaz o birlik nurunun tecellisidir. O halde kim içerisinde çelişki olmayan bu konuyu çelişki ve şüpheden uzak hükmederse onun hükmü Allah Azze ve celle dendir.
Kimde çelişkili hüküm verir, aynı zamanda isabetli karar verdiğine inanırsa, şüphesiz o tağutun şeytanın hükmüyle hükmetmiştir.
Kuşkusuz her yıl Kadir Gecesi’nin de yıllık işlerin açıklaması emir sahiplerine yani günün resulüne ya da imamına iner. O gecede o kendisi ile ilgili şuna şuna insanlarla ilgilide şuna şuna emredilir.
Bunu soranlara deki: ‘ Onun (Kur’an’ın) tevili apaçık açıklanması ancak Allah ve ilimde derinleşmiş kökleşmişler bilir.’ ayeti bunun içindir.
Size sorarlarsa; ilimde kökleşmişler kimlerdir? diye.
Söyle ki: ‘ Miracın sahibi Resulullah’tır. O gün miraçtan aldıklarının teferruatlı bilgisinin indiği Kadir Gecesi’nde Allah’ın muhatabı Resulullah’tır.’”
Hz. Resulullah (saa)’ta ki kesinleştirilmiş bilgi ondan sonraki vasisine miras değil midir?
Düşünülebilir misiniz ki Allah’ın resulünden sonra, vasi bıraktığını şüpheler içinde cehil bilgisi ile bırakmış olsun.
Kadir Gecesi var oldukça inen melekler ve ruh inmeye devam edecektir. Allah’ın yeryüzündeki Nuru, Huccetullahı o ilmin hazinedarıdır. Allah kâmil bir akıl kâmil bir ilim vermeden huccetine vazife vermemiştir.
Bir gün Hızır ( as) İmam Caferi Sadık (as)’ ın yanına geldi. O esnada İmam Kâbe’yi tavaf ediyordu. Onu kenara davet etti ve ona sordu ki: “ Ey Resulullah’ın oğlu onun ondan sonraki eminini. Bana açıklar mısın içinde ihtilaf olmayan ilme kim sahiptir?”
İmam Caferi Sadık (as) buyurdu ki: “ İlmin tamamı Allah celle nin katındadır. Kullar için kaçınılmaz olanı ise biz Allah’ın ve Resulü’nün vasileri ehlibeytin emir sahibi bizlerdedir.”
Hızır (as) yüzündeki peçeyi açtı ve tekrar sordu: “Peki vasiler bunu nerden bile biliyorlar?”
İmam (as) buyurdu ki: ” Resulullah (s.a.a)’ın bildiği gibi biliyorlar. Ancak Resulullah ayrıca bu ilmi görendir bizler ise bildirilen.”
Yine İmam Caferi Sadık (as) buyurdu ki : ” Allah Azze ve celle ilmine, O’na iman etmek hususunda imtihan edilen kimse dışındakinin muttali olmasını istememiştir. Böylece nice gizlemeler oldu da. Sonunda Resullullah’a emir geldi ‘ Emredildigin şeyi açıkla ve müşriklerden yüz çevir. Hiç kuşkusuz biz seni koruyacagız.’ (Maide /67) Bu emir ile Gadiri Hum’da velayet ilan edildi ve yüz bin civarında insan ikrar verdi biat etti.
İmam (as) buyurdu ki: “ Ey Hızır! Ben arzu ediyorum ki sen, Davut hanedanının kılıçları ile ölen kâfirlerin ruhlarına gökle yer arasında azap ederlerken ve sağlarından benzerlerinin ruhlarını da onlara katarlarken (yani bu ümmetin inkâr edenlerini) sen ey Allah’ın kulu bu ümmetin Mehdisi ile beraber olasın. ”
Sonra bir kılıç çıkardı Resulullah’a ait, buyurdu ki : “ İşte bu alamette onlardandır bu kılıç kimin yanında ise o hüccettir.
Hiç kuşkusuz her topluluk kendi imamı ile çağrılacaktır. O gün Arafta sizi yüzlerinizden tanıyacak adamlar biziz. O gün yüzü nurlu olanlara sahip çıkacak olanlar biziz.”
Evet, bunca delilden sonra sevgili canlar Kadir Gecesi’ni inkâr etmek Allah’ın dinini, hüccetini, resulünü inkâr etmektir. Allah ise tüm yalancıların ve hakkı örtenlerin düşmanıdır. Kâfirler istemese de nurunu dinini tamamlayacağı İmam Mehdi sahibi zaman bugün Kadir Gecesi’nde Allah’ın ilim ile donattığı hüccetidir. Kadir gecesinde ruh ve melekler imam mehdi a.s yanına inip çıkarken.
Bazıları öylesine gaflet ve derin sapıklık içindedir ki. Diyor ki: “ Mehdi aramızda ama o kendisinin Mehdi olduğunu bilmiyor. Zuhur edeceği zaman Allah onu ıslah edecek ve zuhur edecek. “
İşte derin sapıklık budur ki; Allah’ı ve hüccetini kendisinden daha cahil ve gaflet içinde olduğuna inanmak.
Bazıları da diyor ki : “Mehdi daha doğmadı doğacak.”
Peki, bin yıldır bu ümmet başsız mı? O zaman Allah’ın hiç bir ümmeti hüccetsiz bırakmadığı sözü yalan mı?
İşte gaflet ve derin sapıklık odur ki Allah ve hüccetini zan ile bilmiş ama tanımamış.
Allah’ın selamı Muhammed Mustafa’nın ve onun pak imamları olan Ehlibeytin’in üzerine olsun.
İmam Mehdi gayb olmadı biz insanlar gaflet perdelerinin ardında gayb olduk. Hakikati göremiyoruz.
Derviş İsmail baki