Hızır Orucu başladı: 13-14-15 Şubat
Hızır Orucu başladı
Hızır orucu eski (Rumi) takvime göre 31 Ocak, 1-2 Şubat günleri, yeni (Miladi) takvime göre de 13-14-15 Şubat günlere tekabül eder ve bu üç günde Hızır orucu tutulur.
Hızır orucu neden tutulur?
İmam Hasan ve İmam Hüseyin çocuk iken hastalanır. Allah’ın Resul’ü, Hz. Fatma’yı üzgün görür ve sebebini sorar. Hz. Fatıma : “ Ey Allah Resulü, ey babam çocuklar çok hasta ve yatıyorlar, bir türlü ateşlerini düşüremedim” der.
Allah’ın Resulü; “ Çocukların iyileşmesi için adakta bulunun “ der.
Hz. Fatma : “ Evde hiçbir şeyimiz yok nasıl adakta bulunalım? “ der.
Allah Resulü : “ Üç gün oruç adağında bulunun” der.
Hz. Fatıma ve Hz Ali bu oruca niyet ederler . Oruca niyet ederler, fakat akşam oruçlarını açmalarında yiyecekleri yoktur. Hz. Ali o günü gidip günlük iş bulur, o günün rızkıyla da (kazancı) bir miktar buğday alır eve getirir, Hz. Fatıma anamıza verir. Hz. Fatıma bu buğdayı el değirmeni ile öğütür un eder, bu unu da üç bölüme ayırır.
Birinci günü ayırdığı undan ekmek yapar ve akşam oruçlarını açacakları zaman da bu ekmeği beşe böler, tam oruçlarını açacakları saatte kapı çalar, kapıyı açan Hz. Ali karşısında “Ey Muhammed’in Ehl-i Beyt’i kapınız da miskinlerden bir yoksul geldi ve açım, beni doyurmaz mısınız?” der.
O vakit; Hz. Ali efendimiz, Hz.Fatıma’ya “Ey Resul’ün kızı ya Fatıma şu an kapımızda zor durumda ve aç olduğunu söyleyen bir yoksul var ne yapmamı istersin” diye sorar.
Hz. Fatıma ise “bu hususta benim sana karşı en ufak bir itirazım olmaz, sen nasıl istersen öyle olsun” der. Kendi lokmalarının tamamını gelen yoksula verirler, oruçlarını da su ile açarlar.
İkinci gün yine aynı saatte bir yetim ve
Üçüncü gün aynı saatte (oruç ama saati) esir gelip kapılarını çalarlar. Birinci gün olduğu gibi Hz. Ali ve tüm aile yiyeceklerini gelen bu kimseye verirler.
Dördüncü günü, Hz. Ali efendimiz İmam Hasan ve İmam Hüseyin’i yanına alıp, Hz. Muhammed’in evine gider. Peygamber efendimiz, karşısında Ehl-i Beyt’inin bu solgun halini görünce; “ Ya Ali, nedir bu haliniz, çocuklar niye bu kadar perişan” diye sorar. Hz. Ali ise, bu üç gün yaşadıklarını Allah’ın Resul’üne anlatır.
Allah’ın Resul’ü ise; “ Ya Ali üç gün boyunca sizin hanenize gelen o kimseler Hızır Aleyhisselam idi. Cenab-ı Hakk, sizin sabrınızı sınamak üzere, Hızır’ı bu üç kimlikte hanenize gönderdi.” dedi.
Bu konuşmalardan sonra, Cebrail nazil olur ve İnsan Suresi’nin 7,8,9,10. Ayetlerini getirir : “ Onlar kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire verdiler. Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz, sizden ne bir fedakârlık, nede bir teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz, çetin ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız dediler. İşte bu yüzden Allah onları, o günün fenalığından esirger, yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.”
Hz. Ali, Hz. Fatıma’nın tutmuş oldukları bu üç günlük oruç, onların yolundan giden tüm canlara vazife olmuştur. Canlar Ehl-i Beyt ve Hızır aşkına, Allah rızası için bu üç günlük Hızır orucunu tutarlar ve arkasından da Cem evlerinde toplanıp ibadetlerini yaparlar, getirilen lokmalarını dağıtırlar, Allah’a dua da ve niyazda bulunurlar. Buna da Hızır Cem’i denir.
Tüm Canların Hızır oruçları kabul olsun.