ASRIN FELAKETİ YAŞANIRKEN

ASRIN FELAKETİ YAŞANIRKEN

Kahraman Maraş, Hatay, Malatya, Adıyaman başta olmak üzere 10 ilimizde can ve mal kaybına neden olan deprem gündemden düşmeyecek gibi duruyor.

On binlerce can kaybı, on binlerce yaralı. Ve dışarıda kalan, evleri hasar gören yüzbinler…

Hayat o bölgede felç olmuş vaziyette.

Depremin yaralarını sarmak için millet yekvücut oldu ve yardımların ardı arkası kesilmiyor. Herkes ekmeğini bölüyor ve o bölgeye gönderiyor. Yurt dışından da Türk Devletleri başta olmak üzere birçok ülke yardımları hızlandırdı. Bir insanlık fotoğrafı çekiliyor.

Bir de fotoğrafın diğer yüzü var.

O bölgede oluşan istikrarsızlık ve boşluktan faydalanmak isteyen art niyetli insanlar oraya akın akın gidiyor. İş yerleri, evler, marketler talan ediliyor. İhtiyaçtan dolayı değil.

Ekranlardan mağazaya girenlerin nasıl talan ettiğini görüyoruz.

Bu ülkede can, mal ve namus emniyeti anayasa ve mevcut yasalarca teminat altına alınmışken bu manzaranın açıklaması nasıl yapılabilir?

O bölgenin insanı canı ile, cenazesi ile, uğraşırken çoğunluğu Suriyeli olan yüzlerce batak insanın çökme ve talan hareketine maruz kalıyorlar.

O bölgedeki güvenlik güçleri ellerinden geldiği kadar bu talanı önlemeye çalışıyor fakat yeterli olmuyor.

İnsanların hasar görmüş evlerine giren gözü dönmüş bu yaratıkları durdurmak gittikçe zorlaşıyor.

Çocuk kaçıranlar bile var. Yani tam bir bataklık.

O bölgeye giriş ve çıkışlar kontrol altına alınmalıdır. Girenlerin kimlikleri alınmalı, belli bir süre sonra kontrol noktasından kimliklerin alınma zorunluluğu getirilmelidir.

Ben daha çok bu soruna milli güvenlik açısından bakıyorum.

Yaklaşık 10 milyon sığınmacı ülkemde cirit atıyor. Kontrolsüz bir şekilde ülkenin her tarafına dağıtılmışlar. Bunların neden ülkemde olduğunu da bir türlü anlayabilmiş değilim. Suriye’de can tehlikeleri varmışta o nedenle sığınmışlar… Falan filan…

Ben bu açıklamayı mantıklı ve yeterli bulmuyorum.

Suriyeli kadınlar ülkemizde o kadar rahat ki her yıl doğum yapıyorlar, hastanelerde onlar öncelikli, bizlerden daha rahat yaşıyorlar.

Üniversitelere sınavsız giriyorlar. Kamuya atanmaya başladılar. TC. Vatandaşlık kimliği veriliyor.

Onlarda hangi özellik bulundu da bu kimlik dağıtılıyor? Anlamak mümkün değil.

Bu kadar büyük bir kitlenin ülke içine sokulması ve onların vatandaş yapılmaya çalışılması millî bir sorundur. İç güvenliğimiz tehdit altındadır.

Bir an önce bunlara verilen vatandaşlık iptal edilmeli ve ülkeden çıkışları sağlanmalıdır. Aksi halde ülkenin demografik yapısı bozularak milli birlik tehdit altına girecektir.

Bu durum Türk Milletinin hayrına değildir.

Depremde bu insanların sırtımızdan hançerler gibi talana girişmesi bir sinyaldir. Türkiye yarın bir ülke ile savaşa girse bu insanlara nasıl sırt dönüp cepheye gideceğiz?

1914 te Ermenilerin Türklere saldırılarını hatırlayalım. Türk erkekleri köylerinde ve beldelerinde eşlerini, çocuklarını, yaşlıları bırakarak cepheye koşmuştu. İçimizdeki Ermeniler bu ortamı bir mezalime dönüştürmüştü. Bu insanlarla yaklaşık 1000 yıl birlikte yaşamış ve onları korumuş, can mal ve namus emniyetlerini temin etmiştik. Türk Milleti cepheden cepheye giderken onlar ticaret ile zanaat ile uğraşarak zenginliklerine zenginlik katmışlardı… Ama ihanet ettiler.

Suriyelilerin böyle yapmayacağı ne belli? Asrın felaketinde kendilerini göstermiş oldular.

Uyanırız inşallah.

Depremde canlarını kaybeden kardeşlerimize Yüce Mevla’dan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.

Milletlimizin başı sağ olsun.